admin tarafından yazılmış tüm yazılar

İYİ BİR TÜRK KAHVESİNİN SIRLARI

Türk Kahvesi Nasıl Yapılır?

Türk kahvesini nasıl yapmanız gerektiği şu anda elinizin altında. Türk kahvesinin iki önemli sırrı vardır. Çok iyi öğütülmüş olması ve demlendirilmiş olması. Bu lezzeti keşfetmeye ve Türk kahvesi yapımını öğrenmeye hazır olun.

TÜRK KAHVESİ NASIL YAPILIR; TÜRK KAHVESİ NASIL YAPILIR adresinden online olarak detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz – türk kahvesi nasıl pişirilir türk kahvesi makinası satış telefonu 0212 2370749

•Kahve cezvede pişirilir ve fincanla içilir. Öncelikle bir cezve alın. Cezvenin boyutunu kaç kişilik kahve yapacağınızla ilgili olarak seçin. En fazla 6 kişi içecekse, 6 fincan doldurabilecek büyüklükte cezve kullanın.
•Cezvenin içine kişi başına bir fincan dolusu soğuk içme suyu koyun.
•Cezveye kişi başına 2 çay kaşığı kahve ekleyin. İsteğinize göre 1 yada 1,5 çay kaşığı olarak ta ayarlayabilirsiniz.
•Üzerine şeker ekleyin. Türk damak tadına göre alışılagelmiş 4 tatlılık düzeyi vardır; şekersiz, az şekerli – kişi başına 1 çay kaşığı, orta şekerli – kişi başına 2 çay kaşığı, çok şekerli – kişi başına 3 çay kaşığı. Eğer kahveyi içecek olan kişilerden bazıları az şekerli ve bazıları da çok şekerli isterlerse ayrı ayrı iki kez kahve pişirmeniz gerekir.
•Şeker eriyene kadar iyice karıştırın.
•Ocağı kısık ayarda yakın ve cezveyi üzerine koyun. Ocağın başından ayrılmayın ve dikkatinizi başka şeylere vermeyin, çünkü kahve çok çabuk kaynar ve taşar.
•Kahve kaynamaya başladığında, cezvenin kenarlarından köpükler kabarmaya başlar ve kahve hazır olduğunda köpükler cezvenin ortasına doğru yuvarlanırlar. Cezveyi ocaktan alın ve köpüklerin çökmesine izin verin. Karıştırmayın.
•Köpüklü kısmı bitinceye kadar kahvenin az bir miktarını sırayla tüm fincanlara dağıtın. İsteğe bağlı olarak geri kalan kahveyi ikinci kez hatta üçüncü kez kaynatabilirsiniz. Ardından geri kalan kahve ile fincanları doldurun. Doğru yapılmış ve dağıtılmış bir kahvede, her fincanın üzerinde köpük görülmelidir. Kıvamında bir Türk kahvesinin rengi açık kahverengi olmalıdır.
•Türk kahvesi çok sıcak ve yanında bir bardak su ile servis edilir. Kahve içilmeden önce bir yudum su alınır. Su, kahvenin lezzetini daha iyi alabilmeniz için ağzınızdaki tadı nötr duruma getirmenize yardımcı olur. Kahveyi içerken, fincanın dibinde kalan bir kısım olduğunu göreceksiniz. Bu bölümü de tüketmeniz gerekir. Tadını çıkarın.

merakname.com adresinden alınmıştır

Otomatik Türk kahvesi yapma makinası satışı için telefon 0212 2370749 – 0212 2370759


TÜRK KAHVESİ NASIL YAPILIR Satış Telefonu 0212 2370749-2370750-2370751-2370759

KAHVENİN KOKUSU VE TADI NEREDEN GELİR

Kahvenin Kokusu ve Tadı

Yeşil kahvenin kokusu yoktur, ancak kavrulan kahvenin kendine özgü aromalı güzel bir kokusu vardır.

İçindeki Bazı Maddeler: Su, karbonhidratlar, yağlar, asitler, proteinler, alkaloitler, trigonelin, mineraller (potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, fosfat, sülfat olarak kükürt), mineral izleri, aroma maddeleri. Kahve kavrulurken ağırlığının %12-20 kadarını kaybeder, ancak hacmi %50-100 arasında büyür. Kavrulan kahve büyük bir değişikliğe uğrar, içindeki maddelerin bir kısmı değişir, bazıları azalır, bazıları ise kaybolur.

Kahve kavrulduğunda suyunun büyük bir bölümünü kaybeder. Yeşil kahvede %6-13 arasında su vardır. Kahve kavrulunca bu oran %0,5’e düşer. Depolama süresinde kavrulmuş kahvenin su oranının %5’i geçmemesi gerekmektedir. Bu oran birçok ülkede yasa ile sınırlandırılmıştır.

Kahvedeki yağ oranı %15-20 arasında değişir. Kahve yağı olarak da adlandırılır. Kavrulduğunda çok az kayba uğrar. Yağların önemli bir bölümünü trigliserit ve diterpen oluşturur.

Asetik asit, karınca asidi, kahveye özel klorojenik asit, laktik asit, limon asidi, oksalik asit ve tatrik asit kahve kavrulurken çeşitli reaksiyonlara girer. Kavrulma sürecinde trigonelinin parçalanmasıyla nikotinik asit oluşur. Asitler kahvenin tadının ve yumuşaklığının oluşmasında en etkili maddelerdir. Kahvenin tadının olgunluğu, kahve çeşitlerinin dengeli karışımına bağlıdır. Asit oranında kahve çekirdeğinin elde edilme yöntemi çok etkilidir.

Yıkanmış kahvenin asit oranı, kuru yöntemle elde edilen kahveden daha fazladır. Kahveyi kavurma oranı ve kahvenin pişirilme biçimi de içindeki asit oranını etkiler. Kahve kavrulmaya başlandığında içindeki asit oranı yükselir, ancak kahve koyulaştıkça asit oranı azalarak başlangıçtaki değere döner.

KAHVENİN KOKUSU VE TADI; KAHVENİN KOKUSU VE TADI adresinden online olarak detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz – kahvenin kokusu ve tadı kahve makinası satış telefonu 0212 2370749

Kafein kokusuz, renksiz bir tozdur. İğne biçiminde kristalleşir. Kafein oranı kahve türüne göre %0,6-3 arasında değişir. Kahvenin kavrulması kafein oranına önemli bir etki yapmaz. Kahvenin içindeki kafeinin bir bölümü serbest, diğer bir bölümü ise klorojenik aside bağlı olarak bulunur.

Kahvede azot bağlantılı trigonelin oranı %0,2-1 arasındadır. Kavrulma esnasında %50’si kaybolur. Nikotinik asit insan vücudunda süratle niasine dönüşür. Kavrulmuş kahvedeki oranı yüzde 0,02’dır. 3-4 kahve fincanı kahve, bir insanın günlük niasin ihtiyacını karşılar.

Kahvenin içindeki minerallerin oranı yetiştiği yere göre değişir.

Kahveye hoş kokusunu, aromasını veren maddeler çiğ kahve çekirdeğinde yoktur. Aroma maddeleri kahve kavrulurken oluşur. Aroma maddeleri uçucudur, kahvenin tadı üzerinde etkili olur. Aroma maddeleri kahvede ancak %1 oranında bulunur. Kahvede 500’e yakın aroma maddesi tespit edilmiştir. Bu maddelerden her birinin kendine özgü bir kokusu vardır. Hiçbiri yalnız başına kahve kokusu vermez; hepimizin tanıdığı kahve aroması tüm bu aroma maddeleri bir araya geldiğinde oluşur. Kahvede henüz tespit edilememiş olan 300’e yakın aroma maddesinin daha olduğu sanılmaktadır.


KAHVENİN KOKUSU VE TADI Satış Telefonu 0212 2370749-2370750-2370751-2370759</p

KAHVENİN İNSAN VÜCUDUNA ETKİLERİ

Kahve Nedir Kahvenin Vücuda Etkileri

COFFEA ARASICA L Rubiaceae

Kahvenin Tıbbi Nitelikleri: Günümüzde kahvenin içindeki çeşitli maddelerin vücudumuzun çeşitli organları üzerinde farklı etkiler yaptığı bilinmektedir. Kahvenin içindeki en önemli madde kafeindir. Onu sırasıyla klorojenik asit ve trigonelin takip eder. Kahvenin içindeki kafein kahve içildikten 15 dk sonra bağırsaklara ulaşır. Kafeinin vücuttaki etkisi 5-7 saat sonra tamamen kaybolur. Kafein her şeyden önce merkezi sinir sistemini etkiler.

Önce algılama yeteneği süratle artar, refleksler güçlenir ve beyin daha iyi çalışır. Uyku dağılır, yorgunluk kaybolur. Kahve uyuşturmaz ve karar verme yeteneğini engellemez. Ancak çok tüketildiğinde düşüncelerin dağılmasına, karışmasına, karar verme yeteneğinin azalmasına, iç huzursuzluğa ve ellerin titremesine neden olur.

Kafein uyku kaçırır. Yaşlılarda ise azalmış olan beyin kanlanmasını artırdığı için uyumalarını kolaylaştırmaktadır.

İçki içtikten sonra özellikle acı kahve içmenin kandaki alkol oranını düşürdüğüne inanmak, içkinin etkisini yok ettiğini düşünmek büyük bir yanılgıdır. Kafein uyarıcı olduğundan içkili insan kendini daha iyi hisseder ve içkinin etkisinin yok olduğunu zanneder. Kahve kandaki alkol oranını kesinlikle etkilemez, sadece kısa bir süre için uykuyu dağıtır ve insanda ayık olduğu hissini uyandırır. Kahve alkolden sonraki mahmurlukta yardımcı olur. Bu durumda kahveye taze limon suyu karıştırılarak içilmelidir. Limonlu kahve genişlemiş, elastikiyetini kaybetmiş olan beyin damarlarının eski durumunu almasını sağlayarak baş ağrısının geçmesini ve ayılmayı sağlar. İçine 1 limon sıkılan acı kahve baş ağrısına iyi gelir. Günde 3 çay fincanı içilebilir

Kahve tansiyonu yükseltmez ve kalp damarları ve akciğer için de tehlike oluşturmaz. Bu nedenle gut hastalığında, şeker ve enfarktüs tehlikesinde kahveyi yasaklamak için bir neden yoktur. Kahve kafein nedeniyle idrar söktürücüdür. Kahve kavrulurken büyük bir bölümü kaybolan klorojenik asit çok hafif zehirlidir. Asit karakteri olan bu madde kafeine göre daha az uyarıcıdır. Midedeki tuz asidinin artmasına neden olduğundan, safranın da artmasına neden olur.

Beyinde otonom ve motor sinir sisteminin düzenli çalışmasını sağlayan dopamin maddesinin azalması Parkinson hastalığına neden olur. Kafeinin beyni Parkinson hastalığına karşı koruduğu ileri sürülmüştür.

Kahve kandaki kolesterol oranını çok hafif yükseltmektedir. Bu oran kahvenin doğru olarak hazırlanmasıyla daha da azaltılabilir. Kahve filtreden geçirildiğinde kolesterolün yükselmesine neden olan yağların büyük bir bölümü filtrede kalır. Kahve astımlı hastalara 3 şekilde yardımcı olur: beynin solunum merkezini uyarır, akciğere kadar tüm bronşları genişletir ve akciğerdeki damarları genişletip gerilimini azaltarak kan akımının artmasını, akciğerin daha fazla oksijen almasını sağlar. İlaçsız olarak astım nöbetine yakalanan hastaya, sakinleştirici olarak 2 kahve fincanı kahve içmesi önerilmektedir. Birçok astım ilacında kafein bulunmaktadır. Hafif solunum zorluklarında bir fincan kahve yardımcı olmaktadır.

KAHVE NEDİR KAHVENİN VÜCÜDA ETKİLERİ; KAHVE NEDİR KAHVENİN VÜCÜDA ETKİLERİ adresinden online olarak detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz – kahve nedir kahvenin vücüda etkileri nedir kahve makinası satış telefonu 0212 2370749

Araştırmalar kahve içtikten sonra idrardaki kalsiyum oranının yükseldiğini göstermiştir. Bu nedenle kahvenin kalsiyum hırsızı olduğu ileri sürülmektedir. Belirli bir yaştan sonra kemiklerde kalsiyum azalması görüldüğünden, bazı doktorlar özellikle kadınlara kahve içmemeyi önerir. Ancak araştırmalar kemiklerdeki kalsiyum azalmasının asü nedeninin yanlış beslenme ve hareketsizlik olduğunu göstermektedir. Kahve alışkanlık yapmaz.

Uzun süre kahve içtikten sonra kahveyi aniden, tamamen bırakanlarda bazen çok kısa süreli baş ağrısı görülmektedir. Kahvenin zayıflamaya ve zayıf kalmaya yardım ettiği tespit edilmiştir. Kahve metabolizmayı uyararak vücuttaki yağların erimesine yardım etmektedir. Kahve sütsüz ve şekersiz içildiğinde vücudun kalori harcamasına neden olmaktadır.

Birçok kimse kahvenin sağlıksız bir içecek olduğunu ileri sürmektedir. Ancak yapılan en son araştırmalar kahvenin safra kesesinde taş oluşumunu önlediğini, astım ve alerjide yardımcı olduğunu, konsantrasyon ve yaratıcılığı artırdığını ve parkinson hastalığında destekleyici olduğunu göstermektedir.

Kahvenin İnsan Vücuduna Yan Etkileri: Kafein mideyi, bağırsakları ve safra kesesini etkilemesine rağmen bu organları tahriş etmez. Kahve içildikten kısa bir süre sonra olan mide ağrısı, yanma, ekşime, bulantı, gaz şişkinliği ve kusmaya kahvenin kavrulmasıyla ortaya çıkan tahriş edici maddeler neden olmaktadır. Mide ve bağırsak rahatsızlığı olanlar kahve içmemeli, kahveden vazgeçemiyorlarsa kafeini alınmış ve tahriş edici maddelerden arıtılmış kahveleri tercih etmelidir. Bir kilo kavrulmuş kahvedeki kanserojen benzpiren 0,000000003 g’dır. Bu oran arpa, buğday kahvesi ve siyah çayda daha yüksektir.

Annenin içtiği kahvenin içindeki kafeinin ancak %1’i anne sütüne geçer. Bu oran bebeğin gelişmesine herhangi bir etki yapmaz.

Kahvenin iktidarsızlığa neden olduğu doğru değildir. Sert kahvenin cinsel arzuyu artırdığıyla ilgili bilimsel bir açıklama da yoktur.


KAHVE NEDİR KAHVENİN VÜCÜDA ETKİLERİ Satış Telefonu 0212 2370749-2370750-2370751-2370759